6.4.10




Küçük yaşta geldiğim kentin takımıdır benim için Bursaspor. Zor deplasman olan, milli maçlarda güzel sevinçlerin yaşandığı stadından taraftarlar dağılırken kent trafiği kilitlenir, kazanılmış büyük maçlardan sonra Altıparmak'dan Heykel'e "yeşil-beyaz" sesleriyle dalga dalga yürür taraftarları. Budur herşeyden önce benim için.

Açık konuşmak lazım, taraftar kitlesini sevmem. Gerçi Türkiye'deki taraftar profili düşünülünce diğer şehirlerden çok farklı değildir Bursaspor taraftarı. Ama bu gözler Bursa'da yaşayan, "Bugün maç var, hadi stada gidelim madem." diye herhangi bir haftasonu etkinliği gibi, eğlenmek ve takımını desteklemek için futbola sarılan esnaf amcalar da görmüştür çokça. En çok Buttim tarafına stat yapılmasına da bu yüzden karşıyım hatta, kentle bütünlüğü olan bir yeri kaldırıp alakasız bir mevkiye taşımak.. hem de bunun için tıkanan bursa trafiğinden veya "kar"dan dem vurmak. Sanki trafik hiç tıkanmıyormuş gibi ya da kent merkezinden uzaklaşacak stadın yarattığı havanın kaybolması "kar"la değiştirilebilecekmiş gibi.



Ben üniversiteye gittiğim yıllarda ligde kalma mücadelesi veriyordu Bursaspor. Ligin son haftaları yaklaştıkça, kazanılan ve düşmekten son anlarda kurtulmayı sağladıkları maçlardan sonra stattan çıkan seyirciler sevinerek yürürken sokaklarda; ben üzülürdüm açıkçası. Bu kentin haketmediği bir konumda oldukları için, o kentte yaşayan insanları takımlarına sürekli destek oldukları için... vs. Bir şekilde sürekli ligde olmasını istediğiniz takımlar vardır bilirsiniz; Eskişehirspor gibi, Göztepe gibi, Adana Demirspor gibi.. Bursaspor da her daim öyledir. Hem Bizans takımı tutan hem de Antalyalı olan biri olarak dahi sempati duyuyorum bu takıma ve yeşil beyaza, her zaman olduğu gibi.

Krizden en çok etkilenen yerlerin başında geliyor Bursa. İşletmelerin çoğu kapandı ve halk umutsuzdu. 2001 krizinde aldığı darbeden sonra yalpalayan ekonomisi 2006'dan beri kendine gelemedi. Ama bugün insanlar sokakları süslüyor, esnaf çarşıyı yeşil beyaz bayraklarla, flamalarla donatıyor. Şampiyonluk sevinci hepimiz görmüşüzdür fakat Bursa'daki gibi olmayacağına eminim. Şu anda bile her gördüğüm forma ve bayrakta içim kıpırdanıyor, sıkı bir taraftarı olmadığım halde. Bu sebeple, şampiyonluğu kazanırsa Bursa, bu kent için tabiri caizse bir "Bern Mucizesi" olur. En çok da burada olamayacağım ve bu sevinci yaşayamayacağım için üzülürüm, o kadar.



Müthiş bir yönetim başarısı falan değil şu anda yaşananlar ama şu var: birkaç sene öncesine kadar ligde kalınca sokaklarda yürüyen bir takım, şimdi şampiyonluğa yürüyor. O yüzen bırakın da, marmara'nın öte yanındaki insanlar da sevinsin.

O nedenle "x takımlıyım ama biz olamazsak.." demiyorum. Bursaspor şampiyon olsun. O kadar.

30.3.10

Alcohallelujah!

Efendim yaklaşık 4-5 yıl önce ilk olarak bu blog işinden haberdar olmuştum, o zaman mana verememiştim neden böyle birşeye ihtiyaç olduğuna. Şimdi yavaş yavaş kavrayınca açayım dedim. Düşünün o kadar uzun sürüyor algılamam.

Aslında yan tarafta ve sitenin altında da görebileceğiniz üzere broadcasting yapan, seven ve asla dinlemeyen bir bünye olduğum için açıldı bu blog. Ama siz dinleyin. Müzik candır, radyo canandır. Ha belki fikrimi zikredebilirim sonrasında. Bilemiyorum. Onu da birkaç sene düşünüp öyle yazmayı planlıyorum. Tek bir yazı olacak, mükemmel bir yazı. Salinger gibi.